Ağır Bir Söz
Ağır Bir Söz
Gerçekte asıl ağırlık, lafzın veya kelimenin taşıdığı anlamdadır. Nefse ağır gelir, zira nefsin şehevi yularını sıkıca tutar ve onun başı boş davranmasına izin vermez, bilakis arındırır, diriltir ve öncülük eder. Akla ağır gelir, zira taşımış olduğu sırlar ve gizemlerden dolayı hatta güçlü akılların bile ona takat getirmesi zordur. Ruha ağır gelir, zira ağır bir maliyet ve kapsamlı bir eğitim istemektedir. Allah Resulü (s.a.a) de buna işaret ederek Hud ve Vakıa surelerinin kendisini yaşlandırdıklarını ifade etmiştir, çünkü Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ayetlerini bulunduruyorlardı ki; Allah Resulü (s.a.a) bu durumun ağırlığının farkındaydı.
Bu ağırlığın menşei, bizzat yüce Allah’tan sadır olmasıydı. Bundan dolayı da siyer kitapları kendisine vahiy nazil olduğundaki hallerini nakletmişler. Kur’an-ı Kerim de bu ağırlığı şu şekilde nitelemektedir:
[لَوْ أَنزَلْنَا هَذَا الْقُرْآنَ عَلَى جَبَلٍ لَّرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُّتَصَدِّعًا مِّنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَتِلْكَ الأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ]
Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.[1]
Ağırdır, zira onu taşıyan ve toplum içerisinde ikame etmeye çabalayan kişinin karşı karşıya kaldığı sıkıntılar, zorluklar ve belalar çoktur. Yüce Allah şöyle buyurur:
[المص، كِتَابٌ أُنزِلَ إِلَيْكَ فَلاَ يَكُن فِي صَدْرِكَ حَرَجٌ مِّنْهُ لِتُنذِرَ بِهِ وَذِكْرَى لِلْمُؤْمِنِينَ]
Elif Lâm Mîm Sâd. Bu, sana, kendisiyle (insanları) uyarman için ve mü’minlere öğüt olarak indirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın.[2]
İşte bundan ötürü de Allah Resulü (s.a.a) gece kıyamı, Allah tebareke ve tealaya iltica etme ve onunla olan irtibatı derinleştirmeyle emrolunmuştu. Zira böyle ağır bir sözü kaldırabilme ve böyle büyük bir sorumluluğun altına girebilmeye hazırlanması gerekiyordu. Zaten yüce Allah bu sonuçları elde edeceğine dair kendisine söz vererek şöyle buyurmuştu:
[وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَّكَ عَسَى أَن يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَّحْمُوداً]
Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın.[3]
[1]. Haşr, 21.
[2]. A’raf, 1-2.
[3]. İsra, 79.